
Memur-Sen üyeleri, Dursunbey Kent Meydanında bir araya gelerek imza kampanyası başlattı. Memur Sen Dursunbey temsilcisi İsmail Mert '10 milyon imza' adı ile bir imza kampanyası başlattıklarını ifade ederek, "1980 ve 90’lı yıllarda sayısız kardeşimiz bacımız bu baskıcı yaklaşımın sonucu olarak başörtülerinden dolayı görevlerinden el çektirilmiş, huzurları bozulmuş ve okullarından uzaklaştırılarak bilgiden ve bilimden mahrum bırakılmışlardır. ’ dedi.
İŞTE MEMURSEN DURSUNBEY TEMSİLCİSİNİN YAPTIĞI AÇIKLAMA
Memur-sen Dursunbey temsilciliği olarak genel merkezimizin yurt genelinde başlatmış olduğu “ÖZGÜRLÜK İÇİN 10 MİLYON İMZA” kampanyasına desteğimizi Dursunbey’den de güçlü bir şekilde vermek için buradayız.Memur-sen olarak “Darbelere hayır” mitingleri düzenleyerek özgürlüklerden yana tavır koymuştuk. Darbelere hayır ama ürünlerine evet diyemeyiz. “1982 tarihli Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik” ile insan onuruna, temel hak ve özgürlüklere ilişkin evrensel ilkelere rağmen kamu görevlilerinin kılık-kıyafet özgürlüğü yok sayılmıştır. Neredeyse kamu çalışanlarının ayakkabı numarasını bile belirleyecek kadar baskıcı bir yaklaşımın ürünü olan bu yönetmeliğin, bir an önce değişmesi gerekmektedir.
1980 ve 90’lı yıllarda sayısız kardeşimiz bacımız bu baskıcı yaklaşımın sonucu olarak başörtülerinden dolayı görevlerinden el çektirilmiş, huzurları bozulmuş ve okullarından uzaklaştırılarak bilgiden ve bilimden mahrum bırakılmışlardır.
Oysa elin oğlu saçına, bıyığına ve kıyafetine bakmadan ürettiğin değer ve bilim varsa seni alıp götürüyor ülkesine ve bunun adı da beyin göçü oluyor. Nereye? Tabi ki dışa beyin göçü.Niçin Avrupa ve A.B.D. de sayısız çok başarılı vatandaşlarımız var. Aynı kişiler burada niçin başarısız, orada niçin başarılı? Biz çalışanlar olarak; kıl tüy işlerin bırakılıp, bilim üreten ve hizmet üreten, çalıştığı kurumlara verimlik katan ve insanımızın hak ettiği hizmeti vermek istiyoruz.
Bakın okullarımızda kılık kıyafet serbestliği diyoruz. Bir zamanlar siyah önlük vardı, sonra mavi önlükler, sonra renk renk formalar. Her yenisine geçtiğimiz de özgürlüğü bulduğumuzu sandık ama yetmedi. Şimdi de tamamen kalksın diyoruz . Ama öğrencilere. Öğretmenlere yok mu? Onlara 1982 model kılık kıyafet yönetmeliği yeter.Yetmez değerli arkadaşlar yetmez! Özgürlükse herkese, onurlu yaşamaksa herkese, din ve vicdan hürriyeti ise herkese istiyoruz. Öğrenciye olur da öğretmene olmaz mı. Hiçbir kimse bu memlekette üvey evlat muamelesi görmemeli, hele devletin şefkatli kollarında. Devlet öncelikle ötekileştirme ve ayrımcı söylem ve eylemlerden kendini arındırmalı. Çalışanlar üzerindeki şekilcilikten vazgeçmeli ve ömrünü tamamlamış yönetmeliklerden kendini kurtarmalıdır.
Vatandaşlarımızın böyle bir sorunu yok. Doktorunun kendisi ve hastalığı ile ne kadar ilgilenip ilgilenmediği, öğretmeninin çocuklarına verdiği eğitimle ilgileniyor. Yoksa onun bıyıklımı bıyıksız mı, başı açık mı örtülü mü bununla ilgilenmiyor. Biz memur-sen olarak tüm milletimizle birlikte kamusal alan aldatmacasıyla sindirme ve baskıcı tutumların son bulmasını istiyoruz.
İsteyen başörtüsü ile isteyen de başı açık olarak mesleklerini kurumlarında rahatça ve özgürce icra edebilmelerini istiyoruz. Ve bunun yasal güvence altına alınmasını istiyoruz. Yeni anayasa özgürlükçü, hakkaniyetli, demokratik ve insan merkezli olmalı. İnsanların inançlarını koruyan ve dinine saygılı bir anayasa olmalıdır. İnancından dolayı başını örten kardeşlerimiz kurum amirlerinin insiyatifinde ve idare edilen değil anayasal güvenceye kavuşmalıdır.
İşte bu gerekçelerle “ÖZGÜRLÜK İÇİN 10 MİLYON İMZA” kampanyasını Dursunbey’de de başlatıyoruz. Tüm üyelerimizin, STK temsilci ve üyelerinin ve siz kıymetli Dursunbey’lilerin güçlü desteğinizi bekliyoruz.
haberdenhaber.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder